Fiyatı yüzde 233 arttı. Altını da gümüşü de ezdi geçti

Nükleer santrallerin karbonsuz enerji üretimi ve Rus enerjisine alternatif arayışları, uranyum fiyatlarının hızla yükselmesine neden oldu. Son beş yılda uranyum fiyatları yüzde 233 oranında artarak altın, gümüş ve bakırı geride bıraktı.

Uranyum, nükleer silahların geliştirilmesinden nükleer santrallerde elektrik üretimine kadar geniş bir kullanım alanına sahip. 2011’deki Fukuşima Nükleer Santral felaketinin ardından uzun süre göz ardı edilen bu tehlikeli madde, nükleer enerjiye olan ilginin artmasıyla yeniden değer kazandı.

ALTIN, GÜMÜŞ VE BAKIRI 3’E KATLADI

İklim değişikliğinin etkisiyle hükümetler, nükleer santrallerin ürettiği karbonsuz enerjiye yeniden ilgi gösterirken, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rus enerjisine alternatif arayışları da nükleer enerjiye olan ilgiyi artırdı. Bu dönüş, uranyum fiyatlarının hızla yükselmesine yol açtı. Son beş yılda uranyum fiyatları yüzde 233 oranında arttı. Böylece uranyum, altın, gümüş ve bakırdan üç kat daha fazla kazanç sağladı.

ŞİRKETLERİN HİSSELERİ DE UÇTU

Uranyum fiyatlarındaki artış, borsada işlem gören şirketlerin hisselerine de yansıdı. Kanada’daki uranyum şirketleri, son dört yılda yüzde 400’den fazla değer kazandı ve Kanada, dünyanın en büyük uranyum üreticisi olarak Kazakistan’ı geride bırakmaya hazırlanıyor. Saskatchewan eyaletinde uranyum arayışlarını sürdüren ve yeni kurulan NexGen Energy adlı madencilik şirketi, 2028 yılına kadar satış yapmayı beklememesine rağmen piyasa değeri neredeyse 4 milyar dolara ulaştı.

Şirketin piyasa değerinin artmasında, Saskatchewan’ın Athabasca Havzası’ndaki toprakların yüksek mineral oranı etkili oluyor. Bu bölgedeki topraklar o kadar mineralle dolu ki, NexGen’in de dahil olduğu bazı madenlerde uranyumun satılmadan önce seyreltilmesi gerekiyor. Toronto’daki Scotiabank’ta madencilik analisti olan Orest Wowkodaw’a göre, NexGen madeni tüm küresel arzın yüzde 13’ünü oluşturacak.

ARZ- TALEP DENGESİZLİĞİ CAZİBESİNİ ARTIRIYOR

Uranyum sektörünün cazibesi büyük ölçüde arz ve talep dengesizliğinden kaynaklanıyor. Çin, Hindistan, Japonya, ABD ve Avrupa’dan gelen talep, madencilerin çıkarabileceğinden çok daha hızlı artıyor. TradeTech Başkanı Treva Klingbiel’in tahminine göre, 2030’lara kadar talep arzı yılda 100 milyon pounddan fazla aşabilir. Rusya’nın izolasyonu ise bu arz açığını daha da derinleştiriyor.

Avrupa ülkeleri, elektrik santrallerini besleyen Rus doğalgazına alternatif aramakla kalmıyor, aynı zamanda ham ve zenginleştirilmiş uranyum tedariki için de Rusya’ya bağımlı durumda. Bu durum, uranyumun stratejik önemini ve fiyatlarındaki artışı daha da pekiştiriyor.

DÜNYA GENELİNDE 61 NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ İNŞAA EDİLİYOR

Bugün dünya genelinde 61 nükleer enerji santrali inşa halindeyken yaklaşık 90 tanesi planlama aşamasında ve 300’den fazlası da teklif edilmiş durumda bulunuyor. Hatta yıllar önce kapatılmış olan eski santrallerin yeniden açılması için de bir çaba gösteriliyor. Yeni reaktörler devreye girdikçe, dünyanın ilave uranyum cevherine olan ihtiyacı da artıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir